Evet; Bağdat Köşkü’ne geliyoruz. Sultan IV.Murat tarafından, Bağdat’ın ele geçirilmesi anısına; 1639 yılında yaptırılmış. Sarayın; dördüncü avlusunda. Bütün İstanbul Boğazını ve Eyüp’e kadar Haliç’i görür. Mimarı bilinmiyor. Köşkün; mermer sütunlar üzerine oturtulan ve çevresini saran geniş saçağı; önemli bir özelliği. Dış duvarların alt kısmı; mermerden ve renkli taşlarla süslenmiş. Üst kısmı ise; çinilerle kaplı. Pencere ve kanatları; fildişi sedef ve bağa ile işlenmiş. İç duvarlar ve kemerler; kubbeye kadar çinilerle süslü. Köşkün 32 penceresinden, üsttekiler renkli camlı. Pencere arasındaki boşluklarda, mavi üzerine beyaz ile; Kur’an dan ayetler işlenmiş Yaldızlı kubbe; hafif kabartmalarla süslü.

Bağdat Köşkünü görüp; doya doya İstanbul’u
seyrettikten sonra; Revan Köşkünün iki yanındaki merdivenden, aşağıya inerek,
IV.ncü Avluya geleceğiz.
Yanda görülen köşk; Mecidiye Köşküdür. Mecidiye Köşkü;
saraya inşa edilen en son yapı. Köşkün alt katı: günümüzde, halen,
ziyaretçilere hizmet verilen lokanta. Bağdat Köşkünün önündeki teras: Haliç,
Galata bölümü ve eski İstanbul’un kubbeleri ve minarelerinden oluşan, eşsiz
manzaranın seyredilebileceği güzel bir yer.
Güzel İstanbul’un değişik bir manzarasını görmek
isterseniz, Mecidiye Köşküne kadar inin. Aralıklı bir yoldan; tekrar Hazine
Bölümünün bulunduğu avluya çıkın. Hırka-ı Saadet dairesi yanında bulunan: yazı
ve tezhip bölümüne giderek, gezimize devam edeceğiz.
Bu bölümde: Türk ve İslam dünyasına ait, çeşitli
devirlerde yapılan yazı ve tezhip örnekleriyle çeşitli kitapları görmek mümkün.
Bu bölümün tam karşısında ise, tamamen mermerlerle kaplanmış, Sultan III.Ahmet
Kütüphanesi, göze çarpıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder