15 Ocak 2012 Pazar

HAZİNA DAİRESİ



Buraya girişte; ilave bilet alınması gerekiyor. Enderun avlusundaki, Fatih Köşkü; hazine dairesi olarak, objelerin sergilendiği yer. Zaten; eskiden de, burası saray hazinesi olarak kullanılıyormuş.
Önceki dönemlerde. Sarayda, birçok hazine bulunuyordu. Örneğin; yabancı ülkelere giden elçilere emaneten verilen eşyaların saklandığı “Elçi Hazinesi”, Hırka-i Saadetdeki kıymetli eşyaların içinde saklandığı “Emanet Hazinesi”, şimdi silah müzesi olan “İç Hazine”, bir de kıymetli koşum takımlarının bulunduğu has ahırdaki “Raht Hazinesi” vardı. Osmanlı Sultanlarının esas hazinelerinin, Yedikule’de bulunduğu söylenir.
Şimdi gezeceğiniz hazine; “Hazine-i Hümayun “ denilen, padişah hazinesidir.,
Bu hazine; çeşitli ganimetlerden, İstanbul’a gelen elçilerin Sultanlara getirdikleri hediyelerden, padişahların tahta geçiş törenlerindeki armağanlardan ve satın alınan kıymetli eşyalardan oluşmuştur. Özellikle; Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Seferinden sonra, hazine, o kadar çok zenginleşmiştir ki; Sultan Selim: “ Benim altınla doldurduğum hazineyi ahvadımdan kim mangırla doldurursa, onun mührü ile mühürlensin” dediği söylenir. Ve o günden, son zamanlara kadar, Hazine-i Hümayun, Yavuz Sultan Selim’in mühürü ile mühürlenmiştir.
Hazine eşyası; Sultan Abdülmecit zamanına kadar, sandık ve dolaplarda, depo halindeydi. Saray kanunlarına göre: tahta geçen padişah, hazineyi ziyaret ederdi. Bu nedenle; tahta geçen Abdülmecit, sandıklarda depolanan hazineyi görmüş. Kırım Seferi sırasında da; bazılarının teşhirini emretmiş. Bunu takiben; Sultan Abdülaziz ve Sultan II.Abdülhamit zamanında da; diğer eşyalar teşhir edilir. Zaman zaman, yabancı elçilere gösterilen “Hazine-i Hümayun Dairesi”; böylece bugünkü müzenin ilk nüvesini oluşturmuş oldu. Bu hazineye, yalnızca padişahlar tek başına girebilirler, padişah olmadığı zamanlarda: ancak 40 kişilik bir ekiple açılabilirdi. Hazine; bir yandan dolar, bir yandan boşalırdı. Çünkü; hazineden de birçok vesilelerle armağanlar verilirdi. Her sene; Hz.Muhammed’in mezarına sürre alayı ile bu hazineden birçok kıymetli eşya gitmesi gelenekti. Şimdi; göreceğimiz kıymetli eşyaların çoğu, sonradan tekrar bize geri gelen bu eşyalardandır.
Hazine ile ilgili bir olay, şöyle gelişmiştir. Daha önce söylediğim gibi, Topkapı Sarayında, hazine dairesinden hiçbir şey dışarı çıkarılamazdı. Sultan II.Abdülhamit; kızı Ayşe’ye taç yaptırmak için, model olarak kullanılmak üzeer, Sultan III.Mehmet’in sorgucunu; Saray Kahya’sından ister. Kahya; Padişah’tan, muayyen vadeli bir senet almadan, sorgucu vermez. Bu tutum; Sultan Abdülhamit’in çok hoşuna gider. Kahya’ya 100 altın hediye eder. Süresi geldiğinde ise; sorgucu, Kahya’ya iade ederek, vermiş olduğu senedi geri alır.
Evet; eserlerin sergilendiği dört oda (salon) var. Bu odalar; 2001 yılında, modernize edilerek restore edilmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder